Dünyada Kanatlı Sektörü ve Türkiye’nin Konumu

Artan dünya nüfusuna bağlı olarak 2050 yılına kadar sadece gıda üretiminin, en az iki katı artması gerekiyor. Besin değeri açısından yüksek, maliyet açısından ise diğer hayvansal protein ürünlerine göre daha hesaplı olan kanatlı ürünleri, bu ihtiyacı karşılamakta büyük bir rol oynuyor. 
Bugün dünyada en büyük piliç eti üreticisi 20 ülke; ABD, Çin, Brezilya, Meksika, Hindistan, Rusya, İran, Endonezya, İngiltere, Japonya, Arjantin, İspanya, Tayland, Kanada, Türkiye, Güney Afrika, Malezya, Polonya, Avustralya ve Peru. Türkiye listenin 7. sırasında yer alıyor.
Bu ülkelerin 2013 yılında toplam piliç eti üretimi 81 milyon ton olurken, 2019 yılında bu rakamın 90.9 milyon tona yükselmesi bekleniyor. Bu tahminler doğrultusunda, dünyada kanatlı et üretiminin ise 2013 yılında 85.87 milyon ton, 2014 yılında 87.92 milyon ton ve 2015 yılında 89.96 milyon ton olması öngörülüyor.
Türkiye’nin 2013 yılında toplam piliç eti üretimi 1 milyon 920 ton olurken, 2019 yılında bu rakamın 2.4 milyon tona yükselmesi bekleniyor.
Yumurta üretimi 
Türkiye tüm dünyada üretilen 63.575.115 adet yumurtanın, 16.7 milyon adedini üreterek, %1,16’lık oranla 11. sırada yer alıyor. İlk 10’da sırasıyla Çin, ABD, Hindistan, Meksika, Japonya, Rusya, Brezilya, Endonezya ve Ukrayna bulunuyor.
Türkiye 2010 yılında 3.254.965,00 dolarlık dünya yumurta ihracatında 156.527.577 dolarlık ihracatı ile %4,80’lik paya sahipti. Bu oranın 2011 yılında 3.320.064,00 dolar tutarındaki dünya yumurta ihracatı pazarında, 285.637.542 dolara çıkmasıyla Türkiye’nin pazar payı %6,50’ye yükseldi. 2012 yılında 311 milyon dolar olan yumurta ihracatı, 2013 yılında %15,7 artışla 406 milyon dolar olarak gerçekleşti.
2015 yılında dünyada yumurta üretiminin 71 milyon ton olacağı tahmin ediliyor. Her yıl pazar payında artış sağlayan Türkiye’nin, Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu’nun da faaliyetlerinin desteğiyle bu pazarda ilerlemesi hedefleniyor.
Türk kanatlı ürünlerinin tercih edilme nedenleri
•Sağlıklı sürü, sağlıklı gıda, sağlıklı tüketim en nihayetinde sağlıklı insan hedefine kilitlenen Türkiye; sağlıklı sürülerden güvenli yumurta ve beyaz et üretmek konusunda çok önemli avantajlar sunuyor.
•Türkiye’nin gıda, yem ve hayvan sağlığı mevzuatı Avrupa Birliği ile tam uyumlu olup, “Çiftlikten Sofraya” güvenli kanatlı ürünleri üretiliyor.
•Bütün kanatlı işletmeleri, “Ulusal Salmonella Kontrol Programı” ve “Ulusal Kalıntı İzleme Planı” kapsamında hayvan sağlığı ve gıda otoritelerince yakından izleniyor.
•Uluslararası Yumurta Komisyonu’na üye olan Türkiye Yumurta Üreticileri Birliği, Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçılar Birliği, dünyadaki bütün gelişmeleri yakından takip ediyor.
•Türkiye coğrafi konumu ile pazar ülkelere en yakın ülke olarak, en taze ürünü istenilen miktarda ve istenilen sürede ulaştırma avantajı sunuyor.
•Kanatlı işletmelerinin, Globalgap-Europgap, Haccp, Iso 22000, BRC, Helal gibi kalite belgeleri bulunuyor.
•Türkiye’de çevreye duyarlı ve hayvan refahını gözeten üretim yapılıyor.
Türkiye’de kanatlı ürünleri sektörüne genel bakış
a.Kanatlı sektörünün gelişimi
1950’ler- Gelişme başladı.
1970’ler – Aile işletmeleri pahalı ve sınırlı üretim kapasiteleriyle faaliyette bulundu.
1980’ler – Entegre tesisler çoğalmaya başladı.
1990’lar – Büyük yatırımlarla dünya standartları yakalandı.
1992 – Damızlık Tavukçular Derneği kuruldu.
1994 – Damızlık Tavukçular Derneği, Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Derneği adını aldı.
1995 – Endüstriyel hindi üretiminde yatırımlar başladı.
1998 –  Hindi artık her gün tüketilebilir hale geldi.
2000’ler – Avrupa Birliği çalışmaları başladı.
2005 –  Türkiye’nin AB Ülkelerinin kanatlı eti ithal edebileceği üçüncü ülkeler listesine girmesi için karar alınma aşamasına gelindi.
2006 – Yumurta Üreticileri Birliği YUM-BİR kuruldu.
2011 – Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu kuruldu.
b.Sektörün mevcut durumu
Türk kanatlı ürünleri sektörü sahip olduğu alt yapısı, kullandığı teknoloji ve bilgi birikimi ile üretmiş olduğu kaliteli ve sağlıklı ürünleri ile girmiş olduğu pazarlarda rahatlıkla yer edinebiliyor, dünya pazarında diğer ülkeler ile rekabet edebiliyor. Yapılan bilimsel çalışmalara göre; Türkiye’de ailelerin %98,26’sı kanatlı ürünleri tüketiyor. Bölgelere göre değişmekle birlikte dünya toplumlarının gelir seviyesi ile tavuk ve yumurta tüketiminde pozitif bir ilişki bulunuyor. Kanatlı sektörü yurt içinde beslenme açığını en sağlıklı, en ucuz protein olarak kapatırken ihracat yoluyla ülkeye ciddi bir döviz girdisi sağlıyor.
Üretimden sofraya kanatlı ürünleri
a.Damızlık
Türkiye’de dünyanın en kaliteli ırklarından yüksek randımanlı, sağlıklı ve dayanıklı damızlıklar, son sistem modern tesislerde uzman teknik personellerle itinalı bir şekilde yetiştiriliyor. Damızlık yetiştiriciliği, hastalıklardan ari ve hijyen bölgelerde, son sistem otomasyon sistemleri ile donatılmış tesislerde yapılıyor. Kümesler; kamera, ısı, nem takip ve havalandırma sistemleri ile 7 gün 24 saat izlenebiliyor. Damızlıkların gelişimi bütün süreç boyunca periyodik olarak kontrol ediliyor ve yüksek verimi sağlayacak, en kaliteli yemler yapılarak beslenmeleri sağlanıyor.
b.Piliç
Hayvansal protein kaynakları arasında en sağlıklı ve en ekonomik ürün olan piliç eti, ekonomik açıdan da düşük gelirli ailelerin kolayca ulaşabildiği ve bu ailelerin beslenmesinde önemli rolü olan bir yiyecek olma özelliğini taşıyor. Hazırlanması, pişirilmesi ve sindirimi oldukça kolay bir besin kaynağı olan kanatlı eti; kolesterolü, kalp rahatsızlığı ve vasküler problemleri olanlar için en ideal et ürünüdür.
c.Yumurta
Sürdürülebilir bir yapıya sahip Türk yumurta sektörü, kendi insanının hayvansal protein ihtiyacını karşılarken, birçok ülkeye yaptığı ihracat ile insanlığın beslenmesine katkı sunuyor. Sağlıklı sürülerden güvenli yumurta üretmek konusunda önemli avantajlara sahip olan Türkiye’nin gıda, yem ve hayvan sağlığı mevzuatı, Avrupa Birliği ile tam uyumlu olup, çiftlikten sofraya güvenli yumurta üretilebiliyor.
d.Hindi
Hindi üretiminde civciv üretiminden farklı olarak yılda 5 dönem üretim yapılabiliyor. Türkiye’de 240 bin metrekare alanda toplam 3 milyon ünite hindi üretimi yapılıyor ve bu üretimin %5’i dünya pazarlarına ihraç ediliyor. Türkiye’nin ihracat yaptığı ülkeler arasında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Gürcistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Türk Cumhuriyetleri, Tunus, Rusya ve Sudan yer alıyor.
Çiftlikten sofraya güvenle gelen hizmet
a.Üretim
Türkiye’deki kanatlı işletmelerinin tamamını, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Kuluçka ve Damızlık İşletmeleri Yönetmeliğine göre kuruluş, üretim ve çalışma izni almış tesisler oluşturuyor. Türkiye’de bütün kesimhanelerin çalışma koşulları, Kanatlı Hayvan Eti ve Et Ürünleri Üretim Tesislerinin Çalışma ve Denetleme Usul ve Esaslarına Dair Yönetmeliği’ne göre resmi kurumlarca belirleniyor ve denetleniyor. Türk kanatlı sektöründe yer alan bütün işletmelerde Avrupa kalite standartlarını zorunlu kılan üretim metotları kullanılıyor.
b.Ar-Ge
Gelişen teknolojinin de katkısıyla en sağlıklı, en verimli, en yüksek performanslı ırkların yetiştirilmesi, insan sağlığına katkı sağlayacak en güvenilir, en lezzetli ve kaliteli kanatlı ürünlerinin üretiminin gerçekleştirilmesi için devlet destekli Ar-Ge çalışmaları yürütülüyor. Her aşamada biyogüvenlik kurallarına uyulması, sürekli denetimlerle ve sürekliliği sağlanmış bir gelişmeyle bilimsel metotların araştırılıp kullanımı konusunda çalışmalar yapılıyor. Bu konuyla ilgili olarak devletle, üniversitelerle ve akademisyenlerle sektörel çalışmalar yürütülüyor.
c.  Çevreye duyarlı üretim
Türkiye’de çevreye duyarlı ve hayvan refahını gözeten bir yaklaşımla üretim yapılıyor, kurulan her işletmede çevre ile dost, hayvan refahını gözeten bir üretim yapısı kurgulanıyor. Entegre firmaların tamamında atık su arıtma tesisleri bulunuyor, baca gazları bakanlık elemanlarınca sürekli kontrol ve denetim altında tutuluyor. Yeni kurulacak veya var olan tesisler için çevre izinlerinin (emisyon ve deşarj) alınmış olması ve bunların her iki yılda bir doğruluğunun denetlenmesi, kanatlı sektöründe yerleşen çevre bilincinin bir göstergesi. Kümeslerde oluşan gübrelerin çevreye zarar vermeden olgunlaştırılarak toprağa yararlı hale getirilip, kullanılması için entegre firmaların yatırımları devlet tarafından destekleniyor.
d. Biyogüvenlik ve hijyen
Türkiye’deki bütün işletmelerde yasal mevzuatların gerektirdiği biçimde biyogüvenlik denetimleri uygulanıyor. Hem otokontrol hem de yasal kontrollerle biyogüvenlik koşulları sağlanıyor. Süreçler; beyaz ette kesimden paketleme sürecine, yumurtanın üretiminden sofraya kadar risk faktörlerini tamamen ortadan kaldıran standartlarla yürütülüyor. Başlangıcından tüketiciye ulaşıncaya kadar, üretimin bütün noktaları uzman teknik ekiplerce denetleniyor.
e.Lezzet, tazelik, güven
Türk kanatlı ürünleri; hem doğal beslenme biçimleri hem de sağlıklı ve hijyenik ortamlarda yetiştirilme standartları sayesinde lezzetleri bakımından da dünyanın en nitelikli ürünleridir. 
f.Hayvan sağlığı
Türkiye’deki bütün işletmelerde yetiştirilen üstün performansa sahip hayvanlar, yaşamları boyunca analizleri yapılmış ve analizler sonucunda uygun görülmüş en kaliteli hammaddelerden elde edilen yemlerle besleniyor. Hayvan sağlığı denetimleri uzman veteriner hekimler denetiminde sürekli olarak yapılıyor ve sağlık kontrolleri, tarama testleri, aşılama işlemleri disiplin içerisinde gerçekleştiriliyor. Kanatlı üretiminin her evresinde yoğun denetimler yapılıyor. Kuluçkahanenin çeşitli bölümlerinden hava, zemin, duvardaki bakteri ve mantar sayısını belirlemek amacıyla periyodik olarak mikrobiyolojik kontroller yapılıyor.
g.Gıda güvenliği
Türkiye’de sağlıklı sürü, sağlıklı gıda, sağlıklı tüketim ve sağlıklı insan hedefine odaklanmış olarak faaliyetler yürütülüyor. Son tüketici noktasından geriye üretimin başlangıcına kadar bütün süreçler en ince ayrıntısıyla takip ediliyor. Türkiye’nin gıda, yem ve hayvan sağlığı mevzuatı, Avrupa Birliği’yle tam bir uyum içinde olup, damızlıktan civcive, civcivden yumurta ve beyaz ete kadar tüm süreçlerde kaliteli ve güvenli üretim yapılıyor. Türkiye güçlü bir veteriner servisine sahip olup, Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü’nün (OIE) en saygın üyelerinden biridir. Tüketicilerin gıdalar konusundaki şikayetlerini kolayca iletebilmeleri için 174 Alo Gıda Hattı kurulmuştur ve kanatlı sektöründeki bütün entegre tesislerde HCCP kuralları uygulanıyor.
h.Sürdürülebilir kalite
Türkiye’de kanatlı sektörü, kaliteli üretimi sürekli sağlayabilecek kalite sistemine sahiptir ve bu tesadüfî bir kalite değil, sürekliliği çeşitli ulusal ve uluslararası disiplinlerle yerleştirilmiş bir kalitedir. Türkiye’de kanatlı işletmeleri Globalgap – Eouropgap, HCCP, İSO 22000, BRC ve benzeri kalite belgelerine sahiptir.
      ı.    Lojistik
Coğrafi konumu ile pazar ülkelere en yakın bölge olan Türkiye, ithalat yapacak ülkelerin taleplerine uyum sağlayacak esnek üretim ve piyasa dinamiklerine kolay ve hızla adapte olabilen bir yapı sunarken, en kısa zamanda en taze ve en sağlıklı ürünleri ihraç edebiliyor. Türkiye, kanatlı ürünlerini soğuk zinciri kırmadan en taze biçimde ve en kısa sürede, istenilen miktarda ulaştırabilecek olanakları ve teknolojiyi barındırıyor.
Kanatlı sektörünün Türkiye ekonomisine sunduğu fırsatlar
Tarımsal fırsatlar
Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan yaklaşık 750 bin kilometrekarelik geniş bir alanda kurulu olan Türkiye, gerek iklim koşulları, gerekse coğrafi durumu tarım ve hayvancılığa oldukça elverişli bir ortam sunuyor.
Türkiye, AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında, tarımın GSMH içindeki %17’lik payıyla ve tarımda istihdam edilen nüfusun aktif nüfus içindeki %43’lük oranıyla ilk sırada yer alıyor.
TÜİK verilerine göre Türkiye’de tarıma elverişli olduğu halde 19.443.399 dönümlük arazi kullanılamıyor. Bu boş araziler doğru kullanıldığında sektörün GSMH’ye katkısı 14 milyar dolara ulaşabilir. İç tüketim hesaplandığında toplam ihracatta çok uzak bir hedef olarak görülse de Türkiye’nin hesaplanabilir ihracat potansiyeli 6 milyar dolara ulaşabilir.
İstihdam fırsatları
1 milyon kişiyi direkt istihdam edebilecek sektörde, 1 tavuk ya da 1 yumurta, 8 aktif iş gücü gerektiriyor.
İhracat fırsatı
Türk kanatlı sektörünün hedef pazarlarını Avrupa Birliği ülkeleri, Asya ülkeleri, Ortadoğu ve Arap ülkeleri, Türki Cumhuriyetler ve Afrika ülkeleri oluşturuyor.
Türkiye’nin 2010 yılı 17.618.884 tonluk toplam dünya ihracatındaki payı  %1,61 iken bu oran, 2011 yılında 17.741.655 tonluk toplam dünya ihracatında  %2,65’ye yükseldi.
Türk kanatlı sektörü 2013 yılında 1 milyon 900 bin ton kanatlı eti ve 16 milyar 496 milyon 751 bin adet yumurta üretimi gerçekleştirdi. 2011 yılı ihracatı 680 milyon 110 bin 757 dolar olan sektörün 2012 yılı ihracatı %31,7 artarak 893 milyon 815 bin 306 dolar, 2013 yılında da %15,57 artarak 1.032.993.935 dolar olarak gerçekleşti.
2012 yılında 9 yeni ülke pazarı açan kanatlı ürünleri sektörü aynı zamanda 2011 yılı ortalama birim satış fiyatını 1.47 dolar/tondan 1.58 dolara  yükselterek, %7 oranında katma değer artışı  sağladı. Yumurta ürünlerinde 2011 yılında 285 milyon dolar olarak gerçekleşen ihracat, 2012 yılında %23 artışla 351 milyon dolara yükselirken, yumurta ürünleri ihracatındaki katma değer artışı %8 oldu. 
2013 yılında kanatlı sektörü hem ihracatta hem de yeni pazarlarda önemli bir büyüme kaydetmiştir. 2013 yılında kanatlı etlerinde 7, yumurtada ise 8 yeni ülke pazarına girerek toplamda 60 ülkeye ihracat yapmaya başlamıştır. Bölgesel ve pazar mevcut durumu rakiplerin projeksiyonları değerlendirildiğinde; sektörün 2023’te 5 milyar dolar ihracata erişmesi hedefleniyor.
Kanatlı sektöründe Türkiye’nin avantajları
•Bilgi birikimi
•Üretim teknolojisi
•Hedef pazarlara yakınlığı
•AB normlarında üretim
•İşleme kapasitesi
•İhracat potansiyeli
•Katma değer ile birlikte sektörün sağladığı yoğun istihdam
Türkiye’nin ilerlemesini sağlayacak önlemler ve düzenlemeler
•İhracat desteğinin artırılması
•Hammadde maliyetlerinin düşürülmesi, hammaddelerde dışa bağımlılık ile birlikte DİİR kapsamında yaşanan sorunlara karşı çözüm üretilmesi
•İhracatta karşılaşılan sorunlara karşı önlem alınması ve potansiyel ülkelerin çoğunda yasal izinlerin alınması
•Sabit elektrik fiyatları ile enerji giderlerinin düşürülmesi
•Mevcut pazarlarda uygulanan yeni ithalat modelleri konusunda çalışmalar yapılması
Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu
Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu; yurt dışında beyaz et ve yumurta talebinin artırılması, Turkish Poultry markasının dünyada yerleştirilmesi amacıyla çeşitli tanıtım faaliyetleri yürütmek üzere 2011 yılında, Ekonomi Bakanlığı’nın bağlı kuruluşu olarak faaliyetlerine başladı.
Kanatlı Tanıtım Grubu, Türkiye’deki üretici ve ihracatçı 500’ü aşkın firmayı ve sektör kuruluşları olan Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği (BESD-BİR) ve Yumurta Üreticileri Merkez Birliği’ni (YUM-BİR) ihracat pazarlarında temsil ediyor. Sektör paydaşlarını bir arada tutarak, gerek yurt içi gerekse yurt dışında lobi oluşturma, devlet desteğiyle yeni pazarlar yaratma, tanıtım faaliyetleri, giriş sürecinde kapalı olan pazarların açılmasını sağlama, pazarlarda kalıcı olma çalışmalarını yürütüyor. Gerçekleştirilen faaliyetlerle yurt dışı pazarlarda Türk Ürünü algısının güçlendirilmesi, Türk Menşeli kanatlı ürünlerin bilinirliliğinin artırılarak sektörün ihracatını artırılması hedefleniyor.
Günümüz insanının sağlıklı beslenmeye gösterdiği özene bağlı olarak kanatlı eti ve yumurta tüketiminin öneminin artmasını esas alan Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu; Türk kanatlı ürünlerinin yeni pazarlar bulması ve Türkiye’nin mevcut pazarlardaki payının artırılmasını amaçlıyor.
Türk Kanatlı Ürünleri’nin yurt dışında imajının güçlendirilmesi, kalitesinin, hijyeninin ve güvenirliğinin duyurulması, tanıtılması konusunda yoğun çalışmalar yapan Türk Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu’nun hedefleri:
•Türk ürünü imajının güçlendirilmesi
•Mevcut pazarları daha verimli hale getirmek
•Pazarlara girişte karşılaşılan engellerin aşılması konusunda çalışmalar yapmak
•Türk üretici ve ihracatçılarının haklarını savunmak
2013 yılında 6 milyar doları aşan Gayri Safi Milli Hasıla’ya (GSMH) katkısı 1 milyar dolara yaklaşan, ihracat gelirine sahip, 600 bin kişiye istihdam sağlayan sektör, ülke ekonomisinin lokomotifleri arasında gösteriliyor.

Yorumlar

Popüler Yayınlar