Göğüs Boşluğu (Thorax) ve Karın Bölgesinin Muayenesi
Thorax'ın Muyenesi
Göğüsün ön kısmının (Regio praester-nalis) inspeksiyonunda buradaki yüzlek ve derin yaralar, sternum (göğüs kemiği) fis-tülleri, soğuk apseler, flegmonlar ve tümörler (Botryomykom, Fibrom, Melanosarkom vs.) görülür.
Palpasyonla şişliklerin kıvamı ve duyarlığı anlaşılır. Fluktuasyon var ise, apse, kolleksiyon veya hematom olduğu akla gelir. Bir tümör var ise, bunun derialtı ile ilgisi gözden geçirilir, sternum fistülünü sonda ile muayene ederek bunun uzunluğu, yönü ve dibinin niteliği anlaşılır.
Thoraxin yan taraflarının inspeksiyo-nunda buradaki yüzlek ve derin yaralar, vena thoracica externa'da varis ve kosta kırıkları görülür.
Palpasyonla sıcaklığın çoğalması ve kostaların ve m. intercostalislerin duyarlığı kolaylıkla anlaşılır.
Perkussion ve auskultasyonla göğüs boşluğu içindeki organların hastalıkları anlaşılır. Sondalama ile yaraların ve fistül-lerin (costa fistülü) derinliği ve yönü belli olur.
Cidago-Regio İnterscapularis: İnspek-siyonla bu regioda ekskoriasyonlar, ekse-ma, yaralar, şişlikler, taşkın et tomurcukları (caro luxurians), lenf damarlarının şişmesi (lymphangitis) ve fistüller göze çarpar. Bunların yerleri çeşitlidir. Deride esko-riasyonlar, yangı, deri altı dokusunda apse, hematom, flegmon; kas ve fascialarda in-termuskuler ve subfascial flegmonlar, kas ve fascia nekrozları; ve yine bu regioda bursitis; processus spinalis'larde ve kıkırdak bölümlerinde Ostitis, chondritis (kıkırdak yangısı) ve nekroz görülür.
Palpasyonla flegmonlarda duyarlık, apse, hematom ve bursitis serosa'da fluktuasyon (dalgalanma) olduğu anlaşılır.
Fistüller sonda veya parmakla muayene edilerek derinliği, yönü ve dibinin niteliği (kıkırdak veya kemik dokusunda nekroz) anlaşılır ve bu prognozda önemli rol oynar.
Karın Bölgesinin Muayenesi
Karın Duvarının Muayenesi: Karın boşluğu cranial'de; göğüs boşluğundan diaphragma ile dorsal'de tórax ve lumbal vertebralarla, yanlarda: costalarm bir bölümü ile m. oblicus abdominus inter-nus, externus ve, fascia transversa'larla, ventral de; cartilago xyphoidea ve manibri-um sterni, m. rectus abdominus ile, cau-dalde de; pelvis boşluğu ile sınırlanmıştır. İçerisinde önemli organlardan mide, ince barsaklar, kalınbarsaklar, karaciğer ve dalağı bulunduran anatomik bir oluşumdur. Karın duvarının şirurjikal olarak muayenesi çeperinin travma ve kontuzyonlara açık olması ve iç organların bundan etkilenmesi nedeniyle önemli kabul edilir. O yönüyle muayenesinde inspeksiyon, pal-pasyon, auskultasyon sık başvurulan muayene yöntemleri olmasının dışında röntgen, ultrason, laparaskopi, endoskopi, tomografi ve gerektiğinde laparatomi gibi özel muayene yöntemlerine de baş vurulur.
İnspeksiyon: Büyük ve küçükbaş hayvanlarda inspeksiyon büyük bir önem taşır. Bu yönüyle öncelikle abdomenin hacmine bakılır. Bazı olgularda karının hacminde aşırı bir artış dikkati çeker. Bu hayvanın fazla yem ya da yemek yemesine ilgili olabildiği gibi, karın boşluğunda sıvı toplanmasına (Acites) obstipasyonlara (inatçı kabızlık) ya da obesiteye ilişkin (yağlanma) olabilir. Dişi hayvanlarda ise gebelik akla gelir. Ayrıca karındaki hacim artışlarında tümöral oluşumlarda etkili olur.
Karın duvarının tek yönlü şişkinlik ya da dilatasyonlarmda özellikle açlık çukurları (fossa paralumbalis'ler) düzeyinde asimetriler dikkati çeker. Sol fossa para-lumbaliste izlenen futbol topu benzeri şişkinliklerin rumen dilatasyon ve meteo-rismuslarına ya da açlık çukurları ile birlikte karında bir asimetrinin bulunduğu olgularda Abomasum dislokasyonları Hof-lund sendromları ile, sekum dilatasyonla-rma (sağ açlık çukurluğu düzeayi) akla gelmelidir.
Karın duvarında bazen küçülmeler izlenir. Bu hayvanlarda kaşeksiye ilişkin olabildiği gibi, kronik nitelikli bazı hastalıklara, total veya parsiyel açlığa (inati-tion) veya diarrhae'ye (ishaller) ilişkin olabilir.
Karın duvarının yüzlek ya da derin yaraları, bazen dermatitisleri, karın çeperi apseleri, hematom, colectio-sero-sanguine, ödem, flegmon ve tümöral oluşumlar gözlenir. Bu tür şişkinlikler genelde sınırlı, bazende yaygın bir nitelik gösterebilirler. Yüzlek yaralarda kanama, derin ve perfore yaralarda bazen evantrasyonlar (Karın iç organlarının birinin veya ikisinin dışarıya çıkması) ve karın fıtıkları gözlenir.
Karın altı bölgesinde özellikle göbek bölgesinde (Regio umbilicalis) göbek fıtıklarında ilgili şişkinlikler gözlenebilir. Yine yeni doğmuş buzağılarda göbek kordonu yangısı (omphalitis'ler) ve göbekten işeme (Urachus fistülleri) inspeksiyonla izlenebilir.
Palpasyon: Karın bölgesinin palpasyo-nunda özellikle karın duvarında şekillenmiş şişkinliklerin kıvam ve onların dife-rensiyel diagnozunda önem taşır.
Apselerde palpasyonda ortası fluktuan etrafı katı esnek bir consistans'm bulunması, koleksiyonlarda her zaman fluktu-asyonun saptanması, ödemde, hamur kıvamı ve parmak izinin kalması, flegmonların sıcak ağrılı ve katı esnek bir kıvam göstermeleri, tümörlerin ise sınırlı ve katı oluşum göstermesi diferensiyel diagnoz (ayrıcı tanı) yönünden önemlidir.
Göbek ve karın fıtıklarında reddedilebilirle ve reddi karşılama, diğer bir tanımlama ile reponibilite ve kompresi-bilitenin bulunuşu tipik bir bulgu olarak değerlendirilir. Karın fıtıklarında dört değişik semptomun fıtık oluşumundan itibaren izlenmesi ve belirli zaman dilimleri içerisinde bunların hematom ve apse gibi oluşumlarla karıştırılması nedeniyle iyi bir diferensiyel diagnozun yapılması gerekli görülür.
Auscultation: Karın boşluğunun auskul-tasyonu şirurjikal hastalıklar yönünden pek fazla bir önemi olmamakla birlikte fıtıklarda barsağm fıtıklaşması olgularında barsak seslerinin duyulması ve retikulitis travmatika ve abomasum dislokasyonlarm-da rumen ve barsak hareketlerinin (abomasum seslerinin) duyulması pre ve post operatif dönemlerde tanı ve prognoz yönünden önemli kabul edilir.
Punction: Karın duvarına ya da karın boşluğuna puction yapmak, gerekmedikçe kontrendike sayılır. Ancak kuşkulu bulunan apse, tümör ve colection serosanguin gibi oluşumlarda baş vurmak gerekebilir.
Röntgen Muayenesi: Röntgen muayenesi genelde iç organlarda gözlenen patolojik değişiklerde, tümöral olguların tanısında barsak yabancı cisimlerinin (İleus) diag-nozlarmda direkt ve indirekt radiyografil-erden (hernia diaphragmaticada) yararlanılır.
Ultrason: Son yıllarda karın cerrahisinde sıklıkla baş vurulan tanı yöntemlerinden biridir. Özellikle karın boşluğu organlarından mide, karaciğer, dalak tümöral oluşum gibi patolojik olguların tanısında sıklıkla başvurulur.
Laparaskopi ve Endoskopik Muayenelerde: Özellikle büyük ve küçük baş hayvanların karın ile ilgili lezyonlarm saptanmasında başvurulur veteriner hekimlik alanında da kullanılma sahası bulmuştur.
Laparatomi: Veteriner Hekimlikte cerrahi yönden karın içi lezyonlarmm tanılarında çok sıklıkla başvurulan bir yöntemdir. Diğer tanı yöntemlerinin yetersiz kaldığı ve kuşkulu bulunan bazı hastalıklarda hem tanıyı güçlendirmek hem de yerine göre sağıltım şekline operasyonu değerlendirmek yönünden önemli bir muayene şekli olarak kabul edilir.
Yorumlar
Yorum Gönder